BUON COMPLEANNO MAESTRO!

İlknur Genç
3 min readJul 3, 2021

--

Hayal evreninin sınırsızlığını sinemanın ele avuca sığmaz evreniyle birleştirerek görsel şölenler yaratan İtalyan sinemasının ‘masetro’su Federico Fellini’nin 100. yaşını kutluyoruz bu yıl!

Fellini, 20 Ocak 1920’de Rimini’de doğmuştur. Bilinen en eski anısı 8 (bazı kaynaklara göre 10) yaşındayken okuldan kaçıp bir sirke katılmış olmasıdır ki bu da hayatını ve dolayısıyla filmlerini etkileyen en önemli anlardan biridir aslında. Yine aynı şekilde filmlerinde kendisini gösteren dini motifler de çocukluk yıllarında Rimini’de San Vicenzo rahibelerinden aldığı ilkokul eğitimi ile bağlantılıdır. Fellini’ye göre sanat otobiyografiktir. Bütün filmleri kendi hayatından, bilinçaltından, rüyalarından parçalar taşımaktadır.

Federico Fellini

“Dilbalığı filetosu üzerine bir film yapsam bile, bu benimle ilgili olacaktır.”
Federico Fellini

Sinemanın büyülü dünyasına girmeden önce, Roma’da çeşitli mizah dergilerinde karikatürist olarak çalışmış olması Fellini sinemasını besleyen bir başka unsurdur. Filmleri, komik, abartılı, eksantrik karakterlerle, gerçeküstü sahnelerle doludur. Fakat usta yönetmen için gerçeklik ve düş arasında keskin bir çizgi yoktur, ikisi birbirinden ayrılamaz hatta iç içe geçmiş bir bütündür. Filmlerini sokakta, hayatın içinde gördüğü gerçek insanlar ve kendi rüyaları üzerinden şekillendirmiştir. 40’lı yaşlarından itibaren her sabah uyandığında gördüğü rüyaları çizdiği bir defteri vardır. Rüyalarını korkusuzca beyaz perdeye taşıyan Fellini, bu cesareti ile sinema dünyasına kendine has ve unutulmaz imzasını atmıştır.

“Sinema rüyaların dilini kullandığına göre rüyalar hakkında konuşmak filmler hakkında konuşmak gibidir; yıllar saniyeler içinde geçebilir ve kendinizi bir anda başka bir yerde bulabilirsiniz” Federico Fellini.

Dört en iyi yabancı film ödülü ve bir yaşam boyu başarı ödülü olmak üzere 5 adet Oscar’ın yanı sıra kariyeri boyunca birçok ödüle layık görülmüştür.

“Sinema var olmasaydı, sirk yöneticisi olurdum!” diyen Fellini’nin sinemasında sirkler, gösteri dünyası, cambazlar, palyaçolar, hokkabazlar olmazsa olmaz bir yere sahiptir. Maestro, büyülü dokunuşu ile filmlerini adeta bir gösteriye dönüştürmektedir.

Federico Fellini & Mary Ellen Mark

Set fotoğrafçısı olarak Fellini’yle birlikte çalışan Mary Ellen Mark, “Fotoğraflanmayı önemsediğini sanmıyorum, o daha çok keyif almayı tercih ediyordu. Büyük bir şovmendi, farklı setlere gittiğinde peşinden gidip fotoğraflarını çekerdim. O, kamerayı ona doğrulttuğunuzda gözden kaçırmanın zor olduğu türden biriydi.” diyor Fellini için.

Mary Ellen Mark, sosyal yaşamın dışına itilmiş bireyler, Mumbai’deki hayat kadınları, Seattle’daki evsiz gençler, eroin bağımlıları, sokak çocukları, engelliler, kadın mahkûmlar, Oregon’daki akıl hastaları, ikizler gibi birçok simgesel fotoğrafa imza atan döneminin en önemli belgesel fotoğrafçılarındandır. Fellini’yle birlikte setlerde çalışmış olmasının yanı sıra tıpkı onun gibi sirklere merak duymuş ve sirk fotoğrafları da çekmiştir. Fellini’nin filmleri, Mary Ellen Mark’ın fotoğrafları, sanatın bizleri bambaşka dünyalara taşımakta, hayal gücümüzün çok daha ötesine ulaştırmakta bir köprü görevi gördüğünü bir kez daha göstermektedir. İyi ki doğmuşlar, iyi ki yaşamışlar, iyi ki üretmişler güzel insanlar!

** Bu yazı Ağustos 2020 tarihli Aralık Mag Fotoğraf Dergisi ‘Totem Ve Tabu’ sayısında paylaşılmıştır.
— — https://aralikmag.com/totemvetabu/

--

--